Pazar, Aralık 25

30 gün.. dört hafta.. bir ay



Bazen elimde olmuyor.. herşey bir anda çığrından çıkıyor. Hayat bir anda drake denklemine dönüşüyor ve benim minik aklım bunun içinden çıkabilmeyi beceremiyor. Evet çözümsüzlüğün ortasında bulunmaya karşı akıl almaz bir zaafım var..

Martıların çığlıklarıyla uyanıyorum çoğu zaman. Martı çığlığı, eskiden kalma  bir beddua gibi.. "Nereye gitsem çöpçü martılar peşimde" demişti, bir zaman.. "Her sabah sana uyandığımı hissediyorum onların sesiyle, nerede olursam, yanımda kimle uyursam bu hiç değişmiyor" demişti..
Hatırlamıyorum aslında.. Çoğu ayrıntıyı unutmuşum. Ani bastıran yağmurla sızlayan zamansız bir yara gibi.. hiç kabuk bağlamayacak, silinmeyecek gibi.. Sızlayarak hatırlatır kendini, herşeye körü körüne bağlanma aptallığına bir daha düşmememi öğütler gibi..

Öğütler ve ben.. Bir gün bile aramız iyi olmadı.. Öğütler mükemmeliyetçidir. Bense hataları severim. Beni hatalarım büyüttü bile diyebilirim. Ve inan hiç aldırmıyorum bu sızlatan yağmurlara.. Seni de pek hatırlayamıyorum artık. Bir tek onu geri istiyorum. Tüm yanlışlığıyla, uygunsuzluğuyla, tutarsızlıklarıyla.. Bir tek onu çok özledim. Sesini, kokusunu, tenini...
Budur..

2 yorum:

  1. Ahuuuu buraya bakar mısıııın :)

    http://neslinnce.blogspot.com/2011/12/kiyi-kose-kalmis-kitap-vaaarr-miiiii.html

    YanıtlaSil
  2. nesliiiii!..
    bugün gördüm canım yaa.. hemen facebook sayfamda da yayınladım.. :)
    ben kendi kitaplarıma kıyamam ama yeni kitaplar alırım.. bir de arkadaşlarımın kitaplıklarından toplarım. sana da listeyi yazarım :)
    yalnız ben kıbrısta olacağım ocak ortasına kadar.. döndüğümde kolini hazır bil :)

    YanıtlaSil

üşenme, erteleme, vazgeçme, yorumla..