Çarşamba, Mart 6

herkes nereye uçtu..



Uyandığımda çatlak iç sesim ve sarışın kız köpeğim Juju koridorda kavga ediyordu..
Pazar sabahı istemsizce ve erkenden uyanmak.. ne kadar güzel rüya görürsem göreyim , tüm günümün kabuslar içinde geçme nedenidir.
İkisini de savurup aralarından geçerek banyoya girdim. Minik kızım Juju koridora çöküp içli içli ağladı, buna karşılık çatlak iç sesim havlayarak banyo kapısını tırmaladı.
"Aşık oldun ve beni köpekler gibi yalnız bıraktın. O küvetten çıkıp yanıma geleceksin.." diye bağırarak salyalı bir kavgaya girişti benimle.. Musluğu sonuna kadar açtım, suyun ılıklaşmasını bekledim..

Banyodan çıktığımda ortalık yatışmıştı. Juju minderine sırtüstü uzanmış, kolları havada uyuyakalmıştı.
Hijyenik iç sesim mutfakta bulaşık yıkıyordu. Feylesof iç sesim salondaydı, tesadüfen yakaladığı bir festival filmini kanepeye geçmeye fırsat bulamadan sehpa üstünde izlemeye dalmıştı. Emekçi iç sesim kanepeye uzanmış, lap topu göbeğine yerleştirmiş halde maillere gömülmüştü. Lezzetli iç sesim protein diyetine girdiğinden beri her gün olduğu gibi aklında bir yamyam menüsü ile mutfağı didik didik ediyordu. Dervişe iç sesim pencere önüne oturmuş yeni yeni filizlenmeye başlayan kırmızı bahara dalmıştı.

Tehlikenin farkındaydım. Çatlak iç sesim ortalıkta gözükmüyordu. Hain pusuya yakalanmayı göze alarak yatak odama doğru ilerlerken gördüm onu. Onu savurup attığım yerde saçlarımdan yakalayıp çekti beni. uzun, siyah ojeli tırnaklarını boynuma geçirdi.. yeni aldığım mat oje serimi de ele geçirmişti, benim adi bir taklidim olmasına dayanamıyordum. Naneli nefesini yüzüme çarpa çarpa "aramızdan uçup gidemezsin" dedi.

Uçuyordum.. İçim uçuyordu..
Sabah istemeden ayılmak zorunda bırakıldığım güzel rüya geldi aklıma.
Hikayeler hep aynı başlardı oysa.. oysa herkes birbirine benzerdi.. Şaibesiz yaşam henüz tasarlanmamıştı oysa ve esas oğlanın hikayenin en güzel yerinde hep gitmesi gerekirdi.. Esas kızın aklının eremeyeceği çok mühim şeyler vardı muhakkak ve oğlanlar bunu açıklayamazdı..kızlar ise hep "neden" diye ağlardı.
Kızların saçları dağılır, kafaları karışır, rimelleri akar, içleri kanardı.. kanlar içinde uzanırlardı bir yatağa... kendilerine sarılırlardı.

Aslında hikayeler hep benzerdi. Ama benim yeni hikayem, bu sefer farklıydı işte. İçim uçuyordu sonunda. Dudaklarımı ısırıp gülümsüyordum durduk yere. Durduk yere mutlu olunan anlarla dolu bir albüm edinmiştim.
Serin sularıma maviliklerini katıyordu. el ele tutuşuyor, birlikte maceramıza atlıyorduk.

Yarım kalan uykumdan uyanmıştım. Juju odamın kapısında, yüzü bana dönük uyuyordu. Koridordan geçerek mutfağa gittim, sonra salona baktım. kimse yoktu. Banyoya baktım, küvette kalan saçlarımı topladım. Dişlerimi fırçalarken gördüm boynumdaki tırnak izlerini.

İzler var elbet.. Ama kalbim O'nla doluyken uçup gidiyorum böyle ben.. sevgiyle..