Pazar, Mayıs 29

kombinezon mavisi



"Sakın yokmuşum gibi davranmaya çalışma " dedi ve sigarasını yaktı.. Dumanı yüzüme üfleyerek "ben senin çözülmeyecek sorununum" diyerek tırnaklarını gösterdi.
Evet çatlak iç sesimin tırnakları var.. Orta yaş bunalımına girdiğinden beri tırnaklarını mavi, yeşil, sarı, mor... renk renk boyuyor, uçlarına çiçekler, uğur böcekleri, nazar boncukları konduruyor. Akli uzuvlarına söz geçiremez oldu.. Diğer iç ses hatunlarım ve ben farklı bir çıkış yolu bulamadığımızdan durumu kabullendik derhal.. Gizli gizli dedikodusunu yapıyor, o ne dese itaat eder gözüküyoruz.

Kendisine "öldüren cazibe" ruhunu biçmişti.. Bildiğiniz biçmiş ama.. O minnacık kombinezonuyla üstüme ağır çekim yürüyüp sigarasından nefes çekerken ben kıymık kıymık parçalanmaya başladım.. Çelikmez bir sahne cereyan edecekti aramızda..
Yanıma geldi, bacakları bacaklarıma değiyordu.. üstüme eğildi, saçlarımı avuçlayarak çekti, nefesini boynumda gezdirip kulağıma "herşeyi kontrolden çıkartabilirim biliyorsun değil mi" diye fısıldadı..
Kahretsindi.. Nooooluyordu lan?? Yok artıktı.. mümkün değildi.. Çatlak iç sesim resmen bana yazıyordu.. yazmaktan öte ahlaksız teklifler yapıyor, beni taciz ediyordu.. Çığlık çığlığa Dervişe, Hijyen, Emekçi, Feylesof bütün iç seslerimi yanımıza toplamaya yeltendiğim an uzun tırnaklı parmağını dudağına götürüp "ne olur sus" diye ağlamaya başladı.. Ojesiyle kombinezonu aynı mavilikteydi.. ve daha fenası rimelleri akmaya başlamıştı. en vahimi ise ohaa o da kadındı..

Üstüne bir şal verdim, birer kahve alıp pofidik koltuğumuza oturup sigaralarımızı yakıp dertleştik biraz.. Çatlak iç sesimi ilk kez ağlarken görüyordum. Alt dudağı bükülmüş küçük kız çocukları gibiydi.. Sümküre sümküre ağlıyordu..
"Ben öyle unutulup bir kenara atılacak kadın değilim.. Bütün hayatını ben çekip çeviriyorum..bütün yükün benim omzularımda.. Seni insan formuna sokabilmek için ne mücadeleler verdim senin yaptığına bak, kendin gibi sırıtık bir oğlancağız bulup hemen silip attın beni.. Yook yook.. bu böyle olmaz. Sıkıldım senin çıkmazlarını yönetmekten.. artık ben de hayatımı yaşamak istiyorum, aşık olmak istiyorum.."

İçimden güldüm, yok içimden yerlere yatarak kahkahalarla güldüm.. Kendisi de içimin mensubu olduğu için anladı tabi durumu ama saldıracak gücü yoktu. Başka zaman olsa beni duvardan duvara atarak döven, saçlarımdan tutup yerlerde sürüyen, yüzüme yüzüme ağır söven çatlak hatunumun sesli sesli ağlar hali içime su serpti..içimde baharlar açtı..fişeklerle kutlandı..

Karar alındı.. Dervişe hatunumla birlikte kendisine görücü bulma yolunda atılımlara başladık. Çatlak hatunumuzu sindirecek, bağırdın mı titretecek, üstesinden gelebilecek öküzümtrak bir adem oğlu aramaktayız. Ve duacıyız.. evlense de bitse ızdırabımız.