Salı, Ocak 26

cappuccino ve hatunlar...


Bir kuytuya çekilip soğuğa karşı bağışıklık toplamış olmalı ki, eskisi kadar güçlü geri döndü içimdeki çatlak ses. Kim bilir belki de böyle yalnız kaldığım zamanlarda, ortalığı boş bulunca borusunu öttürmeyi tercih ediyor. Ayaklarımı uzatmış yatıyordum, altımı garantileyen elektrikli battaniyemle yekpare olmuş şekilde.. Izgaradan kazır gibi kaldırdı beni; "hırka geçirilmiş, polara sarılmış, elinde kumanda, ağzının kenarında tatlı kalıntıları, şişko şişko yatıp dizi izleniyor.. ev sürtüklerine benzeme gayretini hayretle takip ediyorum ama daha fazla seyirci kalamayacağım.. aylar oldu iki satır okumadın, çeki düzen ver kendine sinirlendirme beni.." diye tırmalamaya başlayınca beni, sigaramı yakıp kulaklıklarımı takmak zorunda kaldım.

Hayatıma temiz bir sayfa daha açma vakti geldi diye düşündüm. Baktım etrafa, her yer toz toz olmuş. Hemen son zamanlarda müdavimi olduğum web sitesini açıp birkaç konsantre temizlik ürünü siparişi verdim. Ayrıca eve yapışıp kalan, kombi arızasından muzdarip havalandırımamış oda kokusunu hızla örtecek mis kokular ekledim listeye. İçime hoş geldin Hijyen Hatun, inan bir sen eksiktin. Kendisine sık sık sığındığım ve pişmeyi sabırla öğrendiğim Dervişe Hatun'un yanına mutfak, yemek işlerinde yardımcı olması için Lezzet Hatun'u yerleştirmiştim. Küskünlüğünü valizleyip içimi terkeden Feylesof Hatun'un ranzasına hızla yerleşen Hijyen Hatun döşeğinin üstünü tığ işi kemik rengi bir örtüyle kapattı.İç sesimle en iyi anlaşan Kurumsal Hatun akşamları yorgunluğuyla köşesine çekilince Hijyen ve Lezzet kankigiller ipleri eline alıyor. Yalnızsam ve çok seslilikten kaçıp kelimelere gömülmüşsem çatlayan iç sesim bunların hepsini saçlarından sürüyerek poker masasına oturtuyor. Onlar az ötemde kapışadursunlar, ben üşüyor ve içtiğim şu şeyin bana hatırlattıklarıyla duygusallaşıyorum.


Annem getirmişti kapiçinoyu. Annemin bana kapiçino getirmesine bir anlam verememiştim, genelde tarhana, kahvaltılık sos ya da domates püresi getiren anneceğizim bu sefer elindeki poşetten kapiçino çıkarmıştı. Bu kadar da üzerinde durmadan, mutfak dolabımın çaylar ve kahveler rafına yerleştirmiştim kendisini ve birkaç ay kadar orada kutusuna elim bile çarpmadan bekledi. Bir hikayesinin olacağını bilmiyorduk.. Şimdi içecek sıcak ve değişik birşeyler ararken rastladım yine kendisine ve hemen kocaman bir bardaktan içmeye başladım, ilk içişim..

Bir iki saat oturup kahve içer kalkarım, zaten konumuz yok, muhtemelen sıkılıp bir daha görüşmemek üzere kibarca " keyifli bir geceydi, tekrar görüşelim" yalanıyla ayrılırız diye düşünmüştüm giderken. Soğuktan titriyorduk, sabaha yaklaşmıştık. Beni eve kadar getirme nezaketinde bulunmasına çok şaşırmıştım. Gel istersen sıcak birşeyler içelim öyle git evine dedim, sahlep mi varki evinde dedi. O saate kadar ömrüm boyunca tüketmediğim çay ve kahveyi tüketmiştim ve evimde sahlep yoktu tabikide.. Aklıma kahvegillerden kapiçino geldi, aylar önce annemin gereksiz bir şekilde evime soktuğu ve kapağı açılmadan bekleyen şu güzel kokulu toz.
O kurşini sessizlik geldiğinde elinde bardak vardı ve artık titreyen bendim.. Öyle yalandan görüşme dilekleriyle değil, önümüzdeki üç günün planı yapılmış olarak ayrıldık. Uykusuz geçecek günlerin, öldüresiye kavgaların, kıskançlıkların, durduk yere gülmelerin ve en güzel uykuların dile gelmeyen sözleşmesini yaparak...

Geçenlerde "sıcak birşeyler içsek, ne olabilir.. ımmm..." diyordu, kapiçino yapayım sana dedim, "yok ya güzel değil o, sevmedimdi ben onu" dedi dürüstçe. Kutuyu bugün ikinci kez açtım, artık bayatlamış, ama düşündükçe ilk açılışını, iki bardak içmemek elimde değildi.

Hatunların kafası karışmış gözüküyor. Bu fırsattan istifade edip, onlar oyun masasından kalkıp bana bulaşmadan önce, sessizce yatağıma uzanmak istiyorum..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

üşenme, erteleme, vazgeçme, yorumla..