Cuma, Kasım 6

aldanmışlığın kesiti...


“Boyun ağrısıyla daldığı düşüncelerden sıçradı. Olduğu yerde doğruldu, koltukta yarı baygın halde kalmıştı. Yatağına baktı, kızın kırmızı saçları yastığa yayılmıştı. Sokak lambasının ışığı, kızın çıplak omuzlarından boynuna doğru uzanmış, dudaklarına kavuşamadan patlamıştı. Beyaz çarşaflarda, beyaz çıplak bir vücut, kırmızı saçlar yatağa anlam katmış. Renklerin yıkık dilini iyi biliyordu. Işığın çöküntülerini kullanıyordu. Kalktı perdeyi araladı, sokaktan gelen mavimsi ışığın kızın bedeninde bir nehir gibi yayılmasına izin verdi. Dakikalarca bu görüntüyü seyretti, limanını kaybetmiş bir gemi hissetti kendisini. Bir sigara çıkardı paketinden, ağzına götürdü. Kıza baktı, düşleri su alıyor gibiydi. Gizli bir kini büyütürcesine çaktı kibriti, alevin büyümesini bekledi, yaktı. Saatine baktı, üçü on altı geçiyordu.

Perdeyi sonuna kadar çekip pencereyi açtı. Aralık ayında akasyaların açmış olduğunu gördü. Uzak ve hevesli bir rüzgar odaya yayıldı. Kız rüzgarla oynadı bir süre, farkında olmadan. Başını hafifçe kaldırıp Umut’a baktı. Korkunun en karanlık sesinde durakladı önce, ne zamandır ordasın diye soracaktı, sustu. Umut ona bakıyordu, ama bedeninin ötesine geçmişti, ötesinde ve öncesindeydi, anladı. Başını yastığa gömüp Umut’u düşündü, birkaç saat öncesini, birkaç ay öncesini, bir yıl öncesini. Üstünde dolaşan rüzgarı yırtmak istedi, çarşafa sardı kendisini. Aralarında serili göl bir Umut’ta ürpertiyordu sularını, bir Zeynep’te.

-Denklemin iki ucu da kapanmıştır. Geçen bir yıl için özür dilemem gerekir mi bilmiyorum. Suyun aktığını biliyorum, su akıyor ve ben gidiyorum.
-Üzgünüm buna şahit olmanı istemezdim.
-Buna şahit olmamı istedin. Özlemekten kimsenin yok olmadığını gösterdin bana, buna şahit olmamı istedin.
-Bu gün geleceğini bilmiyordum, bugün bu saatte.
-Doğduğun günü kutlamak istemiştim. Bir yıl önce bugün girmiştim hayatına. Ben özellikle ayarlamadım bunu ama hayat yeni bir cümle daha kurduruyor bana, bu tesadüfle. Diyalektik bir şey sanırım bu.
-Hayat boşlukları hızla dolduruyor işte gördüğün gibi.
-Kimsenin yeri öyle uzun kalmıyor değil mi?
-Dediğin gibi denklemin iki ucu da kapanmıştır.

Dışarı çıktı, akasyanın altına çömeldi. Bir sigara yaktı. Üçüncü kattaki açık pencereye baktı. Pencerenin ardındaki odaya yayılmış esrarla karışık sevişme kokusu boğazını yaktı. Birlikte yaydıkları çarşafta başka bir adamla Zeynep… Zeynep aşkın misillemesini yapmıştı. Biliyordu geleceğini, o yüzden adamı erken göndermişti, gece yarısından önce. Zeynep’in son görüntüsü, çıplak hali gözünde. Çıplak, çırıl çıplak dönüyor gözünün önünde. Gövdesini rüzgarla silmeye çalışıyor, soğukla eritiyordu. Akasyalar kokmuyordu, bu mevsimde açan akasya kokar mı diye düşündü. Sonra yine o koku, yine Zeynep… Kinle, hayatında kullandığı tüm kelimeleri yitirmiş gibi “fahişe” diye bağırdı. Pencere hızla kapandı, bir iki ışık yandı etrafta. Su akıyordu içinde, doğrulup yürüdü. Tıpa görevi görsün diye, kollarıyla vücudunu sara sara yürüdü.

Öğlene doğru uyandı. Uyandı, yeniden uyumak istedi. Uyku, rüyalardan dolayı bir kaçış olmuyordu. Kaçış başka topraklara yerleşmekte olmalıydı. Toprakları su kaybederken, kadını ihtilal yapmıştı çatlayan yerlerde. Çalışmalıydı, bu çöküşü başka coğrafyalara taşımaktansa çalışarak unutmayı seçti. Bilgisayarın başına oturup bir tasarıya daldığında unutuyordu, her şeyi unutup çizgilere gömülüyordu. Çizgilerden yeni bir şeyler yaratmayı seviyordu. Bugünün yaratısı ne olmalıydı, hayatına yeni bir virgül koymayı düşündü. Kırmızı saçlardan ve devam etmekten bir şeyler çıkarmalıydı. Denklem bu yenilikte bitecekti, virgülün ucu kapanacaktı. Kırmızı, virgül şeklinde bir koltuk tasarladı. Terledi, devrilmişti, çöküşü estetik kazandırdığı bir koltukta yitirecekti. Sabaha karşı şeklini buldu koltuk. Virgül, tek kişinin kıvrılabileceği, solo hayatlara ait evlerin en estetik öğesi ve kırmızı. Kırmızı bir şişe şarap eşliğinde seyretti yeni tasarısını. Şişe boşaldığında saatine baktı, üçü on altı geçiyordu.”

2 yorum:

  1. bir kadın olarak, bir erkeğin alt benliğiyle başbaşa kaldığı anları bu kadar iyi tarif edebilmeniz çok iyi.

    YanıtlaSil
  2. teşekkür ederim.. detayı kadına verip tarifi kapatmak aslında benimkisi :)

    YanıtlaSil

üşenme, erteleme, vazgeçme, yorumla..