Çarşamba, Haziran 16

zerre haz etmem..


Otuzuncu yaşımın kapısını azimle tekmelemeye başladığım bu günlerde, hemen herkes "nasılsın" dermiş gibi " ee evlilik ne zaman" diye sorar oldu. İnsanların sanki beş yıldır nişanlıymışım da bir türlü vakit ayırıp bir düğün patlatamamışım hissine nerden kapıldıkları zihnimde bir muammadır nicedir. "yok abicim, kendi kendime mi gelin güvey olacağım" yanıtıma umursamadan verdikleri "ee sen organizatörsün, kimbilir nasıl bir düğün yaparsın" yorumları da "sizi bana seçerek mi yolluyorlar lan" tepkime neden oluyor haliyle.

Günlerden bir gün evciliklerini başarıyla oynayan üç arkadaşım birlikte çıkacakları yemeğe beni de davet ettiler. Üçünün de eşlerinin en parlak gelecek vaadeden müzmin bekar arkadaşları gelecekti ve ben hayatımın seçimini yapacaktım o gece. Evli barklı kadın arkadaşlarım sinsice tezgaha getirecekleri kurban adaylarının özgeçmişlerini ve mal varlıklarını masaya yatırıp tırnaklarıyla kazıyorlardı. Kadın dayanışması her daim hoşuma giderdi ama ucu bana kilitlenecek bir hadiseden her daim tırsmışımdır.

Çatlak iç sesim de her zamanki gibi onlardan yanaydı.. Sol omuzumdan fırlamış, içler ürpertici sesiyle bana sesleniyordu : "Şımarıklığın ve ahmaklığın lüzumu yok, zaten aklının yarısı çıktı gitti eski sevgililerinle, o adamlarla tanışacaksın yoksa ağzına s.." Yok daha nelerdi, zerre haz ettiğim birşey değildi iç sesimin pisliğiyle beslenmek, bu tehdit karşısında ürküp derhal gitmeyi kabul ettim.

Alnı açılmış, tıfıl ve tıknaz adamlar, tek hücreli yaratıklar gibi gittikçe ürüyorlardı etrafımda.. Bu durumda ilk alternatifin oluru yoktu, imkansızdı, ölürdüm daha iyiydi..
İkinci alternatifin kısa kollu, yavru ağzı gömleği vardı ve yıl ikibinondu, hadi ordandı..
Hani bir de her sosyal ortamı tribünde gibi yaşayan, hayvan gibi yemek yiyen, kadınların karşısında öküzün insan cismine bürünmüş halinde olan erkekler vardır ya, işte üçüncü alternatif te ohaydı, hayal kırıklığıydı..
Bunların üçü de orduevi düğünümüzde halay başı olacak, haydin haydin diye milleti piste çekiştirecek, rakının etkisiyle kan ter içinde kalacak, omuzlarını silkeye silkeleye göbek atarken akıl çalıştırıcı enzimlerinin bir kısmını orada ter bezlerinde yitirecek tiplerdendi. Kahretsindi..

Böyle zamanlarda adettendir, kadınlar tuvalette toplanır ve sana baskı yaparlar.. "Eksikleri yok fazlaları var, adam gibi adamlar işte, kendine flört edecek adam değil çocuğuna baba olacak adam seç, işleri güçleri iyi, eğitimleri bilmem nerden" diye başlar, "kızım sen adam olmazsın, git nerde it kopuk cibiliyetsiz herif var onlara aşık ol" diye devam eder ve " iyi o zaman ara bay x'i gelsin yine ağzına s..p terketsin seni" diye son noktayı koyarlar. Haz etmem dedim ya, aşkımdan ölsem de yemem kimsenin pisliğini, başka laf mı yoktur bana hitap edecek?..

Zaman geçiyor belki ama ölmedim daha. Büyüyünce bakarız birşeyler.. Annemin evlenince görürsün, anne olunca anlarsın dediği her birşeyin hidayetine elbet ben de ereceğim bir gün. Hem iyi yanları vardır evliliğin.. koca denilen şey böcekleri öldürür, eve ekmek taşır, tatile giderken bavulları taşır, seni işten eve taşır, tencereleri yukarı rafa taşır, yüklenir taşır hayatı.. Bir de büyüklerimiz can sıkıtımıza, baş ağrımıza ve regl sancılarımıza evlenince geçer derler ya işte ben en çok kısmını merak ediyorum nasıl olacak o işler hayrettir billahi..

15 yorum:

  1. off toplum baskısından ölecez bigün,evlenmiş olmak için bi akşam tanıştırılmış adamdan koca olur mu?bunlar zor işler,ama umarım sen kendine göre güzel bir insana denk gelirsin,benim de bu konudan bol bol başım ağırıyor,sabır sabır diyorum..

    YanıtlaSil
  2. hepimize bol sabır :)
    bıraksak hayatı kendi haline karşılaşacağız bir gün aslında onunla..

    YanıtlaSil
  3. çok sevdimmm bunu:)"İkinci alternatifin kısa kollu, yavru ağzı gömleği vardı ve yıl ikibinondu, hadi ordandı.. " bu tarifede fazlasıyla güldüm:)) evlilik olmadan yaşanmıyor sanki. evlenenlerin durumu çok mu iç açıcı, niye bu kadar diretiliyor toplumda ben anlamış değilim hala. iyice feminist oldum zaten iyice karşıyım evliliğe falan. zaten erkeklerin çoğunun o üç alternatiften de farkı yok. :)))

    YanıtlaSil
  4. bizi tek tip yapmaya çalışıyorlar galiba elifff.. herkesin bir kalıba girmesi lazım ya :))
    en ciddi baskı anneden geliyor ama en acımasız baskı evli arkadaşlardan geleni :)) bekar ve aşağılık bir insansın gibi davranıyrolar bazı bazı.. kıskanıyorlar mı acaba bilemedim :S

    YanıtlaSil
  5. onlar kıskanıyor mu tam bilemiyorum ama bizim onlara imrenmediğimiz kesin:))) en büyük baskıda gerçekten anneden. bıktırıyor anneler:) hele ki bir ilişkin olsun. nasıl gidiyor, nasıl bir çocuk diye diye başının etini yiyorlar insanın. :))

    YanıtlaSil
  6. kesinlikle kıskanıyoruz ahu :))

    YanıtlaSil
  7. o zaman hepimize günün fon müziği olsun "baba kapıyı kapatma" :)

    YanıtlaSil
  8. Hem melez hem billur.Samimi,akıcı,yakışıklı.

    YanıtlaSil
  9. dedim ya, bu blog daha çook yorum kaldırır diye... durmak yok yoruma devam...
    çok sevdim... tıpkı heves'i sevdiğim gibi...

    hüznü ve mizahı nasıl kardeş eylemişsiniz öyle... ne güzel...

    YanıtlaSil
  10. yorumnlarınız çok güzel :) devamm ;)

    YanıtlaSil
  11. hiç evlenmemiş manken gibi adamım , karşıma çıkan kadınlar eziklik yaşıyor ve uzak duruyor benden , asıl dram benim dramım , :))

    YanıtlaSil

üşenme, erteleme, vazgeçme, yorumla..