Çarşamba, Nisan 18

uzun ve gereksiz..




"İnek obasııı uyan... " alarmım çaldığında sabah beşti.. Bir saatlik uykudan sonra yapılan eyleme belki şaşkınca yaşama denilebilir ama kesinlikle uyanma denilemezdi. Ayağımı terliğime sokmam ve sonra ne terliği yaa zaten çorap giyeceğim karmaşasını yaşamam tam on dakikamı aldı.. Julietin mamasını vermem ve suyunu tazelemem..bu işlemleri yaparken banyo ile balkon arasında tam yirmi tur atmış olduğumu da sayarsak on beş dakikama mal oldu.. ama konumuzun tüm bunlarla hiç alakası yok.

Mutfağa girdiğimde dehşet görüntü beni bekliyordu. Gece yıkadığım çamaşırlardan sonra makina suyunu borulara atmak yerine benim şahane mutfak fayanslarımın üstüne atmayı uygun görmüştü.. "Aman allahımmm" zamanıydı, sabahın beş buçuğuydu, nerden bakarsan bak çok ta gereksizdi.. Etrafına bez, eskimiş tshirt, eski bir havlu.. ne bulduysam atıp kapıyı kapatıp evden çıktım. Zira gideceğim tek yer havaalanıydı..

Evden çıktım ama evi su basarsa fikrini içimden çıkartıp atamadım. Daha önceki iki evimi su basmıştı ve üçüncü kez bu maceraya girecek mecalim yoktu. Tatildeydim.. Tatilde olduğum halde çalışıyordum.. Hayatımda tanıyabileceğim en sıkıcı kız kurusuyla uzun bir yolculuk yapmak ve bu esnada onu herşeyden memnun etmek zorundaydım.. Kahretsindim!.

Babamı arayıp makinamdan su geldiğini söylesem makinanın icadından başlayacaktı anlatmaya.. Pompaların ne işe yaradığı, motorun nasıl çalıştığı, filtrelerin düzeneği.. Benim fişe tak, düğmeye bas basitliğime tekpi olarak doğmuştu babam.. Düğmeye basıyorsan neden bastığını bileceksin, sen o düğmeden elini çekene kadar o makinada neler yaşanıyor anlayacaksın diye gözlerini kapatarak anlamaya devam eder.. Bense kulaklarımı kapatarak yemek yapmak için kimya bilmeye gerek yok isyanıma geçerim.. Babamla konuşmamın her zaman bir saatlik tartışma sonrasında servis çağırmama bağlanır ve ızdırap diner.

Annemi arayıp makinamdan su geldiğini söylesem, makinanın altında kapak var onu çek çıkar, yuvarlak bir kapak daha var onu da çıkar, orada ince boru gibi bir şey var ona sütyeninin teli kaçmıştır çek çıkar kapat kapakları der ve çözer işi. Ama ızdırap daha büyüktür.. nefes arası vermeden komşu Sabiha hanımın kızı Filiz den bahsetmeye başlar; "Bak o senden sonra mezun oldu, doğuya da gitmedi buraya yakın bir köyde yaptı öğretmenliğini, sonra evlendi, çocuğu oldu, büyüttü çocuğunu da şimdi burada evinin dibinde bizim mahalledeki okulda öğretmenlik yapıyor.. Sen git otellerde yaşa, havaalanlarında kuyruk bekle, sabahlara kadar çalış.. O koyun kadar köpeğinin kakasını temizleyerek harcadığın vakti bebeğe verseydin şimdiye konuşmaya başlamıştı. Benim de elim ayağım tutuyorken yapsan bir çocuk ben ona da bakarım büyütürüm.." Annem hızını alamaz aile planlamama başlar. Sanırsın beş yıllık evliyim ama vücudum bozulmasın diye çocuk yapmıyorum. Izdırap devam eder; "O çocukla evlenecektin sen.. aslanlar gibi çocuktu, makina mühendisiydi.. senin çamaşır makinan bozulsa o çocuk söker yeniden yapardı.. Ama sen çocukluğundan beri o yumurtadan çıkmış kabuğunu beğenmiyor havanı atamadın üstünden.. Şimdi böcek çıksa ağlaya ağlaya babanı arıyorsun.. Kızım baban böceğe ne yapsın, bir böcek için taa kalkıp oraya mı gelecek adam, göbeğinde fıtık var, belinde fıtık var, bir de maşallahı var ne eğilir ne kalkar o adam mazallahh.." Annem evde çıkan böcekleri öldürecek bir adam olsun diye bile evlenmenin gerekliliğine inananlardan. Sülalemizdeki nüfusun yüzde doksanı dul insanlardan oluşuyor olsa da annem beni evlendirme isteğine gem vuramaz. Bense eltilerine yemeğe gidecek, akşamları elma soyacak, aile olma müsamelesinde yan rolü oynayacak kızlardan hiç olamadım.

Sağıma döndüm.. Omzumda gittikçe ağırlaşan bir kafa var. Sevgili müşterim dünyanın en sinir yüklü ve aynı zamanda en detone kahkahalı kadın uyumak için omzuma sığınmıştı.. Uyanıkken Michael Jackson'a, uyurken cenazeye benziyordu.. Annem olsa "kadın bir gudubet, bir çirkin ama çok efendi kocası var, karısının elini sıcak sudan soğuk suya sokmuyor" derdi.. Babam olsa bak bugün hentbol maçı vardı onu kaçırdık derdi.. zira babam böyle konularla çok alakalı cümleler kuran bir adam değildir.

Son anans geldi canımlar.. Uyuyan hortlağı kaldırıp uçağa binmem gerekiyor.. Hadi sinerjileri çalıştırın, evimi su basmamış olsun.
Öberim hepinizi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

üşenme, erteleme, vazgeçme, yorumla..