Salı, Eylül 7

çakma prenses ve kaçan atlıları...


"Aklın bir karış havada yine senin" dedi, dosyaları fırlattı göğsüme.
Uzun zamandır köşesine sinmiş, sinsice beni gözetleyen çatlak hatunum yine başıma peydah olmuştu. Kendi iç sesim bu kez, işten eve taşıdığım dosyalarla dövüyordu beni.
Aniden hortlayıp aklımı çıkardığı yetmezmiş gibi, "senin bu sümsük, kontrollü, çalışkan dönemlerinden nefret ediyorum.. derhal kendine gel, yoksa beynini yıkayan o bunak Dervişe yellozuna ötenazi yaptıracağım.." diye bağırıyor, iğrenç sesiyle etimi tırnaklıyordu.
"Ne zamandır sesimi çıkarmadım, müdahalesiz ne yapacaksın göreyim istedim.. ama sen var ya seeen.. sen umutsuz bir kevaşesin!. Eziksin kızım sen!. "

Dedim ya, uzun zamandır yoktu ortalarda.. Hatrını kırmayıp bugünlük dayanabilirdim kendisine ama mecalim yoktu. Beynimin beyaz atlılarının durmadan, üşenmeden cirit attığı bir dönemdeydim. Sadece beni sarsmakla meşgul olup en ufak bir ilgi gösterisine tenezzül etmiyorlardı. İşler çok yoğundu. Koca yazı yatarak geçirdiğim için öğlene kadar kürek, öğlenden akşama kadar taş taşıma, akşamdan gece yarısına kadar kırbaçlanma cezasına çarptırılmıştım. Aklım hayli karışıktı anlayacağınız. İç sesimin ayaklanmasına tahammül edemeyeceğimi düşünerek o yokmuş gibi davranmaya karar vermiştim.

Yere düşen dosyalarımı çantama kaldırıp hemen sonrasında beyaz atlılarıma bakayım dedim. Olacak şey değildi, cirit, atmak, koşmak, atlamak derken bir anda kaçıp gitmişlerdi. İnsan olan durur, bir arkasına bakar, ufak bir iz bırakırdı değil mi.. ama bu at beyinliler beni silip süpürmüşlerdi..

Yok mu olacaktım yani artık ben? Üstelik o yasak elmayı da hart diye ısırmışken.. Hadi canım..
Neyse..
Herşeyi mevsim anormallerine veriyorum.. susuyorum.

2 yorum:

  1. akılsız herifler.. bence onlar çakma prensmiş. ödünç alınmış, beyaza boyalı atlarla gelip artistlik yapıyorlar habire.

    YanıtlaSil
  2. berrin k. kanım ısındı sana :)

    YanıtlaSil

üşenme, erteleme, vazgeçme, yorumla..