Cumartesi, Eylül 3

yazar burada sana sesleniyor...



Günler gayet aklı başında geçiyor.. Artık hiçbir şey öyle deli gibi değil. Evet, tam anlamıyla gerçeksever oldum. O düş dünya çıtırdayıp kabuklarını yavaş yavaş attı.
İnanmazsın.. bir sevdiğim bile var. Gerçek sevdiğim.. yani öyle senin gibi yıllarca tarifini yapamadığım birşey değil, başımı omzuna yasladığımda onu sevdiğimi biliyordum. Ele ele tutuşup yürüyoruz, peşinden hızlı hızlı koşmuyorum. Bir insanın yanında durabilmek meğer ne güzel birşeymiş.. mutlulukmuş. Meğer isteğim ne basitmiş.. yanında durabilmek.. Önünde koşmak ya da arkasında kaybolmak değil, tam yanında durmak.
Konuşuyoruz.. uzun uzun birşeyler anlatıyor bana.. Onu dinliyorum.. gerçekten dinliyorum. Yani öyle birazdan beni neremden vuracak kaygısıyla gardımı alarak değil.. dinliyorum işte, hatta gülüyorum, hatta yorum yapıyorum, hatta şımarıyorum. Şımardığımda bana aptal şehirli kız muamelesi yapmıyor, sarılıyor mesela.. Sarılıyoruz mesela, gerçek sarılma.. Öyle birbirimizi sırtımızdan bıçaklamadan, bıçaklarımızı geri çekip oluk oluk kanatıp arkamızı dönüp gitmeden.
Bilirsin.. İnancımı, güvenimi çalıp gittin.. Kıskanıyorum o'nu.. Öyle kriz halinde, yüzünü parçalayıp, ellerini keserek değil.. aklımda aslında aklın almayacağı kurgularla değil. Kıskanıyorum sadece, bana gülümsediği gibi gülümsemesin istiyorum birine ya da öyle bakmasın. Burjuva kaprisi yaptığımı düşünmüyor.. Saçmalıklarıma açıklamalar getiriyor beni aşağılamadan.. Sonra gülüyoruz. Bu kadar..
Sonra.. kendimi ne zaman kötü hissetsem sen geliyorsun aklıma.. Başıma senden daha kötü bir şey gelemeyeceğini düşünerek içimi rahatlatıyorum.
Böyle işte.. Gürültü yok. Kafam pırıl pırıl..
Hayat şahane.. Özlemek çok romantik..
Seviyorum.. gerçekten.
Yani... Kabul et kral.. düştün artık!.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

üşenme, erteleme, vazgeçme, yorumla..