Salı, Şubat 15

pamuk annem..



Bu acıların hepsi sahici mi diye düşünürdüm.. Yoksa yine aklım mı fazla çalışıyordu.. Hesaplamadığım zamanlardı. Bir küvet dolusu su daha cazip geliyordu..
Yine suyun cazibesine kapıldığım bir gün, önce Metaxa'yı daldırdım suya.. olduğundan daha berraktı... sonra kendimi koyuverdim o berraklığa.. Yok amaç öyle acılı ölmek falan hadiseleri değildi.. Nefessiz kalsam neyi düşünürüm denemesiydi. Saçmalayın a blog.. ben de ölecek göz var mı allasennn..

Küçük bir kız çocuğuydum.. Kıvırcık saçlı ve şişko yanaklı.. Sevgili ebeveynlerim Kıprıs dolaylarında tatillerdeydi.. bana pembe adidas eşofman ve mavi saçlı lahana bebek getireceklerdi. Bu şartla kabul etmiştim babannemle dedemin bakımımı üstlenmesini.. 
Dedemin gümüş köstekli saati 12:00'yi gösterdiğinde yoğurtlu ıspanağımızı yemeye oturmuştuk. Disiplinli adamdi bir dakika aksatmazdı hayatı. Sabahları kültür fizik yapar, kolalı göleğini giyer, kravatını ceketini kuşanır öyle çıkardı karşımıza.. ve ona göre öğle yemeğinden sonra küçük torun çocuk parkına götrülmeliydi.. O bankta oturup Cumhuriyet gazetesini okurken küçük kız salıncakta sallanabilirdi. kaydırak yasaktı, ayaklarıyla tırmanan çocuklarının ayak tozunu elbiseyle sıyırmak olmazdı..
Yan salıncaktaki çocuk ayakta ellerini bırakmış sallanıyordu. Ondan eksiğim yoktu, saçlarım fazlaydı üstelik ve fırfırlı sarı elbisem. Ellerimi bıraktım önce, sonra yetmedi, sıkı sıkı tutunarak ayağa kalktım.. tamam çok sıkı tutunamamışım, anında yerle birleştim.. 
Kolumdan çekiştire çekiştire eve götürdü beni dedem. Ben parkta oynamayı hakedecek olgunlukta değilmişim henüz, bu terbiyesiz hareketim annemler gelene kadar sokağa çıkma yasağıyla cezalandırılacaktı. İyi de ben zaten sokağa çıkan bir çocuk değildimki.. Ama yine de kendimi odama kapatıp ağladım.. Sessiz sessiz hem de.. 
Yok be blog, dedeme asla küsmedim.. Huyum, suyumdur dedemdir biraz benim. Aksiliğim, düzen deliliğim, laf dinlemezliğim, delinmez kurallarım..
Babaannem beni banyoya sokup iyice çitilemişti.. Saçlarımı tararken büyüklerin sözünden çıkılmamasını öğütlüyordu.. Ama demiştim, kimse bana salıncağa nasıl bineceğimi söylemediki hem ben kimseye söz vermedimki salıncağa ayakta binmeyeceğim diye.. Bazen dedi, kimse sana birşey söylemez, sen yanındakileri anlayıp neyi nasıl yapmanı istediklerini anlamak zorunda kalırsın... yok anlamazsan cezanı da yok yere çekersin..

Babaannem bana hayatın sırrını yedi yaşındayken vermişti.. Otuzuma gireceğim bugünlerde hala anlamadığım cezaları çekmeten kendimi alamam..
Babaannem.. Pamuk annem.. Nefesim kesildiğinde aklıma gelen..

Kimilerine göre sevgililer günüydü.. Ben babaannemi aradım, kandilini kutlamak için.. Doktorlar çok yakında aramızdan ayrılacağını söylediler.. Hiç bir sevgiliden duyamacağım sıcaklıkta ahummm dedi, çok özledim seni..
İş, güç dedim.. gelemiyorum dedim..
Gelsem, ağlarım.. hani hastanede odanın kapısında sonuçlarını beklerken ağlayıp herkesin sinirini bozduğum gibi.. Kolay bahanem var, işim gücüm..
İşler çok güç be babaanne.. Aklım, sırrım yetmiyor anlamaya.. Hep cezadayız anlayacağın..
Senin aramızda olmayacağını rahatlıkla söyleyen doktorlarla dolu dört yanım.. nerden bakarsan bak hepsinden hepsinden nefret ediyorum.
Aklın kalmasın bir de.. Yeni evime taşındım, rahatım yerinde. Açamadığım kolliler var, ama akreplerden kurtuldum sanırım..
Ben gelemiyorum sana.. Sen gel istiyorum.. Şu ocağı bağlatayım doğalgaza da sen yaparken seni saatlerce izlediğim böreklerden yapayım istiyorum sana..
Vakit kısıtlı.. Yetişmek istiyorum bu ana babaanne.. Bir sonraki hafta organizasyonum yok.. Nolur sabret o ceza azraile de gel bana..
Aaa bir de hiç söylemedim, son zamanlarda durumunu anlama diye söyleyesim boğazıma düğümleniyor, ama seni çok seviyorum babaannem.. pamuk annem..


2 yorum:

  1. Üzüldüm Ahucum,bakarsın ummadığın gibi gelişir herşey Allahtan ümit kesilmez.Acil şifa diliyorum.

    YanıtlaSil
  2. ne boktan hücrelerse sen farkında olmadan sarıyor her tarafını..
    ümitlerim çok.. kafalarına basasım var doktor güruhunun..

    YanıtlaSil

üşenme, erteleme, vazgeçme, yorumla..