İtiraf ediyorum yağmurla aram pek iyi değil..
Yine itiraf ediyorum yağmur sonrası toprak kokusuna bayılıyorum. Meyyalim artıyor doğaya.. Kendimi parklara atıyorum.
Öylesine bir gündü bu gün yine.. Geç uyanılmış bir pazardı..
Yataktan çıkıp koltuğa uzandım. İki film birdendi yine..
Film zehirlenmesi yaşıyor olmalıyım.. Son filmin bitişine yakın uyuyakalmışım.. Xavier diye bir sevgilim varmış meğersem.. Şahane bir çocuktu. Esmer, kıvır kıvır saçları vardı. Yağmur yağıyordu ve sevgili Xavier anlam veremediğim bir şekilde beyaz bir atletle dolaşıyordu. Zehirlenme buydu, çocuk Fransız ama huyu Türk. Göle piknik yapmaya gitmişiz, göl dediğim de büyük bir havuz aslında, ortasında kulaklarından su fışkırtan heykeller var.. "Ne saçma değil mi Xavier" diyorum, gülüyor "olur mu Osmanlı mimarisinin en iyi eserlerinden bence" diyor.. Bence Xavier manyak, ama güldü mü dudakları martı gibi oluyor, seviyorum ben de.. Böyleyim ben.. Çirkin gülen adamı sevmem, ama kendisi çirkin gülüşü güzel adama oldum bittim bayılmışımdır. Her an bir süpriz yapıp, büyülü gülümsemeyle güzelleşirler ya.. neyse..
Çıktım dışarı.. Starbuckstan son zamanlarda takıntılı olduğum kahvemi alıp sahile indim. En güzel manzaralı banka yerleşip kitap okudum biraz. Bir an İzmir'e gittim geldim, sanırsın Alsancak iskelesindeyim.. Sonra baktım gayet Kadıköy iskelesinin yanındayım ve bizim çöpçü martıların çığlıkları bunlar.. Kendime döndüm..
Aklıma aniden gelmiş gibi kalktım ve saçlarımı kestirmeye gittim. Kuaföre "uçlarından azcık, ama cidden azcık lütfen" falan diye ağlama efektiye tarif verdim. İlk defa istediğim miktarda kesen bir kuaför buldum, onu sevdim.. Bunu kendisine de söyleyecektim ama ne gereği vardı, uzatmadan çıktım.
Eve dönerken parkta oturdum biraz.. Bu sefer okumadan kendimi İzmir'de sandım. Ömer Çavuş kahvesine nazırdım sanki.. En yakın arkadaşım Nurhayat'mış.. Bu kez bir çocuk sesiyle kendime döndüm. Bir paket sigara ve buzlu çay alarak eve döndüm.
Bir film daha izledim.. Ardından filmin müziklerini dinleyip biraz daha sindirdim.
İçimde boktan bir boşluk duygusu.. Müzik, film, kitaplar tıkamaya yetmiyor. Gittikçe su alıyor düşlerim. Artık bir tıpa istiyorum.
senin yazılarına yorum yapmak çok hoş :) niye işte, oku göreceksin...
YanıtlaSilne izlemiştin bu akşam, al sana julia roberts'tan "nothing hill"inden minik bir replik: "ben sadece bir kadınım ve önünde durmuş bir erkeğin beni sevmesini bekliyorum" ve [islemiş miydin bilmiyorum ama] özgü namal'ın "beynelmilel"de oynadığı karakterin, evlerine gelen bir kadın falina baktırırken aralarında geçen diyalog;
özgü namal: bir kısmet var mı?
falan bakan kadın: bu sene mi desem, seneye mi desem...
özgü namal: yavvv seneye kalmasın...
bu arada, hani çay da içecektin?
sözünde durmamışsın :(
nothing hill'in en vurucu yeridir o.. hep o sahnede içim parçalanıyor benim yahu :)
YanıtlaSilbeynelmilel izledim, bu repliği hatırlamadım, algısda seçicilik olsa gerek.. şimdi izlesem kesin aklımda kalırdı :)))
çayla aram pek iyi değil. ama iyi bir buzlu çay içicisiyim..!
bir düş görmüştüm ben de, uyandığımda fena halde aşıktım... ne vakit bi adama baktıysam alıcı gözle onu aldatıyormuşum gibi gelirdi. baktım olmuyor bir düş yarattım kendimden, onlar mutlu şimdi... bense olabildiğince yalnız ve mutsuz kaldım onlar mutlu olsun diye...
YanıtlaSilsaçma uğraşlar edindim filan... bomboş hayatımı zırvalıklarla doldurdum, çok yoğunum şimdi zırvalıklarımla, biraz dinlensem iyi olacak.
en çok daraldığımız zamanlar için ne diyorduk, ahu?
YanıtlaSil"yaşasın müzik"
:)
çayan
http://elma-c.blogspot.com
tırı vırı uğraşlar mı edinsem yani zaman.. ben feci halde işkolik birşey olup çıktım. bu da insanı sinir, stres sahibi falan yapıyor. böyle kaba saba birşey olup çıktım billahi.
YanıtlaSilpul kolkesiyonu mu yapsam :/
missed me dinliyorum çayan..
YanıtlaSil"Missed me, missed, me now you've got to kiss me/If you kiss me, mister, you must think I'm pretty"
yaşasın :)
en tırı vırı uğraşımız işimiz zaten, sorun yok aynen devam ;)
YanıtlaSilöggğğğüü, öggğğğüü, şey, affedersin, boğazıma leblebi kaçtı tam bir önceki yorumu okurken...
YanıtlaSilbaban beni tutuklatır avukatına ahu, hapishaneye attırır :)
çayan
http://elma-c.blogspot.com
@zaman ahah yakında kendi imparatorluğumu kuracağım bu tırı vırı dünyada o derece yani ;)
YanıtlaSil@çayan sakin ol!.. babamın hiç avukatları olmadı. kendi hesabını kendi kapatır :)
YanıtlaSil"padişahım çok yaşa" o zaman... benim bu sıra içime kominist düzen kaçtı da biliyon mu, eylem yapıyorum... kapitalizme karşı münferit direnişim sürecek :))
YanıtlaSilhahaha :)
YanıtlaSil@ezel dizisindeki dayı misali baban?
beni tutuyormuş kulaklarımdan "söyle bakalım yeğen, siz bizim kızla aağğğzzdan öpmeli bi film varmış, hımm adı nothingli bişiydi, neyse bunu izlemişsiniz beraber, oldu mu şimdi, napim ben sana?"
çayan: sizinle mi izleseydik? :)
ahu, tam bu sırada sen devreye giriyorsun veeeeeee, repliğini unutmadın inşallah?
@zaman benim içime troçki kaçtı aslında. münferit direnişinde el ele verebiliriz belkim :)
YanıtlaSilreplik gelir benden: yavvv seneye kalmasın!..
YanıtlaSileheh karıştı minnacık zihnim.
olur mu olur valla... zaten özel hayatımızı bunlara adayacak kadar tekil kişilikleriz... şöyle bir yol öneriyorum, troçki-komünizm direnişini kendimizi büyük adaya hapsetmek suretiyle başlatalım... işin keyifli bir yanı da olsun hani... her akşam marks,lenin,che,engels ve troçki'nin ruhlarına kadeh kaldırırız ;)
YanıtlaSil@zaman ahh sonunda yaa.. sonunda akıllı bir hatuna denk geldim. ve kadın hareketi başlasın..
YanıtlaSilgel senle büyükada'ya hapsolalım (bildiğim en yakın büyük ada kandisi zaar). şato şarapçılığı yaparız, el emeği!.. akşamları da kadehler şakırdasın.
eet eet ta kendisi... yapalım yapalım 10 numerooo
YanıtlaSiloki doki :)
YanıtlaSilhttp://img158.imageshack.us/img158/8991/tripgj9.swf
YanıtlaSilneye güldünüz böyle katıla katıla :)
YanıtlaSilmarks, lenin, troçki'den büyükada ve şarap üreticiliğine nasıl bağladınız olayı, helal, hayır merak ediyorum son olarak da bir arabesk şarkı falanla bitirseydiniz, adamlar mezarlarından kalkardı :) ona güldüm...
YanıtlaSilhysk seçimleri ne oldu bu arada yahu, hiç haber de izlemedim bugün :) türban tartışmaları da sürüyor hala sanırsam, babam ve annem içeride birbirine gaz veriyorlar, babam veriyor da annem, "eee hakkaten çok çalıştınız ya ondan kaybettikçe bu kadar geriliyorsun" diye bi kapak yaptı ki, baban uyumaya gitti :)
YanıtlaSilgazetedeyken yazmıştım türbanla ilgili üç bölümlü bi makale, iyi aklıma geldi bloga koymamıştım :) onu eklim bari haftaiçi... siyasete bulaşmıyacaktım blogda ama velek ki, bulaşsa yani blogda siyasete nolcak azcık siyasetten dimi ama?
olmaz birşey yahu.. yaz nolacak..adalet bakanlığının desteklediği adamların hepsi hsyk'ya girdi haliyle.. türbanı tartışmaya gerek bile yok. ite ite kabul ettirecekler nasıl olsa..
YanıtlaSiluyumayacak mısın sen bakim?
YanıtlaSilhttp://fizy.com/#s/1n4f5u
benim mod buydu.. http://fizy.com/#s/150hpd
YanıtlaSilayy bu saatte en mantıklısı senden gelen haliyle.. uyusam artık di mi.. o da mantıklı.. gel gör ki uyku henüz gelmedi :/
"there are many things that I would like to say to you"
YanıtlaSil?
çayan
http://elma-c.blogspot.com
But I don't know how..
YanıtlaSilyoksa sen benim facebooktan arkadaşımmısın :) tam olarak bunları yazmıştım az önce..
hayır. facebook'ta arkadaş listende değilim. sadece fotoğrafını görebiliyorum. o da bir tanecik. sağ kolunda dövme, üzerinde geçen gün anlattığın [sanırım yani o] siyah gecelik, kiraz gibi değil de vişne çürüğü [kapalı] dudakların, zeytin gibi [açık] gözlerin, birazı yüzüne doğru inen siyah saçların, arka planda leopar desenli :) koltuk ve üzerinde pembemsi/sarılı bir tül ya da elbise, pencereye asılı beyaz perde [halbuki tam karşı binadayım] görebiliyorum. yazdıklarını değil...
YanıtlaSilkoltuğun örtüsü leopar :)) anneannem almış bana. pembemtrak şey kendi ördüğüm battaniye kılıklı birşey..
YanıtlaSiltam karşı binamda olduğuna inanırım cidden. nedense buralarda olduğunu seziyorum yani sanki mevkiler yakın gibi :)
facebooktan ekle istersen. daha çok tivıtırcıyım ama eski alışkanlık onu da ihmal etmem pek ;)
yok tabii ki karşı binada değilim. için dahat olsun, perdelerin açık olduğunda :)sadece senin yaşadığın semti severim. tam olarak her yerini bilmesem dahi, keşfedilmemiş topraklar gibi beşiktaş!
YanıtlaSilgünaydın :)
YanıtlaSilaa neden seni beşiktaşta düşündüm acaba..
sana da günaydın diyeceğim, ama artık akşam oldu. bugün beşiktaş'ta değildim ama şişli'deydim, belki bir kelebek etkisi yaşanmıştır, bilimsel olarak incelenmeli...
YanıtlaSilbugün bir cinnet yaşadım sandım, acaba o kelebek etkisi miydi :)
YanıtlaSil