Yerle bir olmuş halde uyandı Marla. Sokakları yine bozguna uğramıştı. Sınırsız istekleri yüzüne vurulmuş, anlatamadıklarıyla uyuyakalmıştı.
Şimdi yanılsamalarla dolu bir yalnızlığın sahibiydi. Ve gün geçtikçe, çoğu erkeğin kadınsı hileler diye isimlendirdiği, aslında tanrının sadece kadınlara bahşettiği o büyülü armağanla yenilenmeye başlayacaktı. Tetiklenmiş hırsıyla dişiliğinin gözü karalığına ulaşacak ve dikiz aynasından kendisini evcilleştirecek bir güç seçecekti..
Güneşin, bulutların arasından ışımaya başladığı, puslu masal sahnelerine benzeyen bir gökyüzünün altında bekledi Marla. Doğanın uyanışı bazen teni kışkırtıyordu ve yer yerinden oynamaya başlıyordu. Nehirler taşıyor, hoş melodiler kulağa çalınıyor ve herşeyden bağımsız bir ten uyarılmaya başlıyordu. Evreni yırtarak çağırıyordu Marla, yerini kestiremediği o ruhu.
Sınırlar hep göz alıcıdır, sınırlardan taşmaksa davetkardır.. Zincirlerini kopararak düşüyordu onu çağıran nefesin peşine Tyler. Zırhının anahtarlarını bir başkasının elinde unutarak..
Ve buluşurlar pırıl pırıl bir gün.. Mavi perdelerin arkasında çırçıplak sarılırlar, aralarına hevesli bir rüzgar girer, Marla'nın ruj izi kalır beyaz çarşaflarda..
Gönlü açık bir tutsaktır Tyler.. Ruhlar bir'leşirken yer değiştirir oyunlar. Usulcacık dokunuşlarla evcilleşirken Marla, Tyler bütün kalelerin sahibi olur. Kuşatma altındaki Marla, tüm gücüyle evreni üstlerine örter.. Bu dünyanın ötesinde bir yerlerde, derin bir vadiyi keşfe çıkmış gibi heyecanla sevmeye devam eder. Öyle bir tutam zamana değil, düşleyebildiği her ana yayar yanıbaşındakini. Direnciyle, duvarları söke söke yeni yerler açar kendi öykülerine.
Unutulur anahtarlar ve aşkın kutlaması ihtişamla devam eder pırıl pırıl zafer günlerinde.. ta ki çağırılmayan gelene kadar. Beklenmedik bir anda birbirlerinden sökülerek ayrı düşürülene kadar.. Hiçbir coğrafyada haz edilmeyen o beklenmedik anda, bilinmeyen kişi belindeki anahtarlarla öyküye adım atana kadar..
"Yokluğunda yeryüzünün sahibi oldum sevgili.. Nereye gidersen git, aşkın hep benim sınırlarımda.."
çok etkileyici. aşk hep sınırlarımızda kaldığı an da kendimizde bir o kadar tutsak oluyoruz aşka... Zor... Çok zor; tutsaklık da aşk da...
YanıtlaSilzor ya.. ne göze alabiliyor ne de gözünü alabiliyor insan..
YanıtlaSilidealistce gonderdim işte sahip oldugun seyler sonunda sana sahip oluyor dedim ya blog
YanıtlaSilsahip oldugun şeyler sonunda sana sahip oluyor Marla. ruhunu özgür kıl.
YanıtlaSil@hakan tamamdır, dikkate alacak marla bunu :)
YanıtlaSilsen benim gizli öznemsin
YanıtlaSilben senimi seviyorum yoksa yazılarını mı
bilmiyorum
sen olmasan yazıların, yazıların olmasa senin bendeki gizli öznen olmazdı
takipçinim, hani ateş can yakar ya sende benim canımı yakıyorsun o misal,küllerimi dağlıyon
her ne kadar sevmeyi bilmesemde, kendimden başkasını sevmesemde, bencilliklerim içinde boğulsamda kocaman puntalı haflerle yazıyorum
seni seviyorum
gurur duyuyorum.....çocukluk arkadaşın es
canım es :)) seni burada ağırlamak güzel, yıllar yıllar sonra.
YanıtlaSilher gece aynı taşta oturup gelmek bilmeyen o otobüsün yolunu gözleyen kıvırcık saçlı sevimli kız çocuğundan öğrendiğim bir sevgi vardı benim ki hiç unutmam.. hadi ama sen de hatırla :)
ben de gurur duydum kendimle, vakti zamanında iyi arkadaşlar edindiğim için..
yollamak ne kelime, olursa çantamda bir kitabım elimle getiririm sana..
YanıtlaSilözgür ve özgün yaşamın, çılgınlıkların cıss olmadığı hayatın kapısını birbirimizi cesaretlendirerek araladığımız o sahilde buluşuruz..